Yeme davranışı kişinin hayatını sürdürebilmesi ve gelişebilmesi için en temel ihtiyaçtır. Besinlerin yeterli ve dengeli olarak tüketilmesi sağlıklı yaşam için esastır. Yemek yeme davranışı pek çok birey için açlığa karşı verilen otomatik bir tepkidir ve nefes almak kadar normal ve kolaydır. Yeme bozukluğu olan bireyler için ise oldukça zor bir alan olabilmektedir (Castejón Martínez ve Berengüi, 2019, akt. Turan, 2021). Yeme bozuklukları bireylerin fiziksel sağlığını ve psikososyal işlevselliğini bozan yeme ile ilgili davranışta sürekli ve kalıcı bozulma olarak tanımlanmaktadır (APA, 2013). Yeme bozuklukları hayati tehlikeler içeren, bireylerin vücutlarında ciddi zararlara neden olan, ölümcül olabilen bozukluklardır. Bu sebeple yeme bozukluklarını tanımak, bu konu üzerinde farkındalık yaratmak önemli bir yere sahiptir. Ulusal Yeme Bozuklukları Derneği, bireyleri yeme bozuklukları konusunda bilinçlendirmek, farkındalık yaratmak ve bozukluklarla ilgili mücadele eden bireylere ümit mesajları vermek için 22-28 Şubat haftasını ‘Yeme Bozuklukları Farkındalık Haftası’ olarak belirlemiştir.
Yeme Bozuklukları Nelerdir?
DSM-5 tanı kriterlerine göre Yeme Bozuklukları; Anoreksiya Nevroza, Bulumiya Nevroza, Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu, Pika, Ruminasyon (geviş getirme) bozukluğu, Kaçıngan/Kısıtlı Yiyecek Alımı Bozukluğu, tanımlanmış ve tanımlanmamış diğer bir beslenme ve yeme bozukluğu olarak sınıflandırılmaktadır (APA, 2013).
Anoreksiya Nervoza: Şekil ve kilo kontrolünü aşırı derecede değerlendiriyorsanız, özdeğerinizi çoğunlukla ya da sadece kilo ile belirliyorsanız, yaş ve boyunuza göre beklenen ağırlığın çok altında bir kiloyu aktif olarak aşırı kısıtlayıcı diyet, egzersiz, kendi kendine kusma, müshillerin kötüye kullanımı ile korumaya çalışıyorsanız, regl kesintisi yaşıyorsanız, kilodan bağımsız olarak şişmanlık hissi taşıyorsanız ve kilolu olmaya dair yoğun bir korku taşıyorsanız, sıkça tartılıyorsanız, dar giysilerden devamlı kaçınıyorsanız Anoreksiya Nervoza bozukluğunuz olabilir (APA, 2013).
Bulumia Nervoza: Şekil ve kilo kontrolünü aşırı derecede değerlendiriyorsanız, tekrarlayarak aşırı yeme atakları geçiriyorsanız ve bu atak esnasında kontrolü kaybetmiş gibi hissediyorsanız, yeme atakları sonrası kilo alımını önlemek için sürekli yeme kısıtlaması, tekrarlayan kendini kusturma davranışları ya da yanlış laksatif kullanımı gerçekleştiriyorsanız Bulumia Nervoza bozukluğunuz olabilir (APA, 2013).
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu: Belirli bir zaman diliminde çoğu insanın yiyeceğinden daha fazla miktarda yiyecek yiyorsanız, aşırı yeme esnasında kontrolü kaybediyor gibi hissediyorsanız, yemek yemeye başladıktan sonra yemeyi bırakamıyorsanız, aç hissetmiyorken büyük miktarlarda yemek yiyorsanız, yemek sonrası yediğiniz miktardan ötürü utanma ve kendinden tiksinme, suçluluk gibi duyguları deneyimliyorsanız ve bu duygular sebebi ile tek başınıza yemek yiyorsanız Tıkınırcasına Yeme Bozukluğunuz olabilir (APA, 2013).
Pika: Beslenme düzeyinize uygun olmamasına rağmen, en az bir aylık süre boyunca gıda dışı maddeleri (örneğin taş, toprak, tebeşir, kömür, buz, ip) sürekli yutuyorsanız Pika bozukluğunuz olabilir (APA, 2013).
Ruminasyon (Geviş Getirme) Bozukluğu: En az 1 ay boyunca yemekten sonra tekrar tekrar besini çıkarıyorsanız, mide bulantısı ve öğürme veya tiksinti olmadan ağıza yiyecekleri geri getiriyorsanız (yiyecek yeniden çiğnenebilir ve yeniden yutulabilir haldedir) ve haftada en az birkaç kez sıklıkla yaşıyorsanız, tipik olarak her gün meydana geliyorsa Ruminasyon Bozukluğunuz olabilir (APA, 2013).
Kaçıngan/Kısıtlı Yiyecek Alım Bozukluğu: Yiyeceklere karşı açıkça ilgi göstermiyorsanız, yiyeceklerin duyusal özelliklerinden kaçınıyorsanız (nahoşluk hissettiren tat veya dokudan kaçınmak gibi, bulantı ve boğulma riskinden kaçınmak için yememek gibi), yemek yemenin tiksindirici sonuçlarıyla ilgili olarak kaygı duyuyorsanız ve bu sebeple yeme davranışınızı kısıtlıyorsanız, belirgin bir kilo kaybınız ve beslenme eksikliğiniz varsa, enteral (tüp yardımı) beslenmeye ya da oral besin destekçilerine bağlı kalıyorsanız Kaçıngan/Kısıtlı Yiyecek Alım Bozukluğunuz olabilir (APA, 2013).
Tanımlanmış ve Tanımlanmamış Diğer Bir Beslenme ve Yeme Bozukluğu: Yukarıda bahsedilen yeme bozukluklarından başlıca bazılarının baskın olduğunu fakat tam olarak karşılamadığını düşünüyorsanız, günlük hayatınızda deneyimlediğiniz belirtiler hayatınızı sekteye uğratıyorsa ve toplumsal işlevselliğinizde düşüşe sebep oluyorsa tanımlanmış veya tanımlanmamış bir diğer yeme bozukluğunuz olabilir (APA, 2013).
Yeme Bozukluğu Neden Olur?
Yeme bozukluklarının gelişmesinde psikolojik, biyolojik, genetik, bireysel, sosyokültürel pek çok faktör rol oynamaktadır. Yapılan araştırmalara göre yeme bozukluğu tanısı alan bireylerin akrabalarında da bu bozukluğun görülme olasılığının yüksek olduğu görülmektedir (Turan, 2021). Kilo alma ile ilgili konuşmalar, damgalama, diyet kültürü, medyada ince bedenin idealleştirilmesi ve dayatılan güzellik algıları pek çok bireyin bedeni üzerinde tatminsizlik yaşamasına neden olmaktadır (Morry ve Staska, 2001, akt. Turan, 2021). Ayrıca bireylerin yaşamının ilk dönemlerinde bakım verenleri ile kurdukları ilişkinin yeme bozukları ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Yeme bozukluğu olan bireyler ile yapılan araştırmalarda bireylerin ailelerinde aşırı kontrol, duygusal uzaklık, aşırı koruyuculuk, mükemmeliyetçilik, uzak ve reddedici tutum olduğu görülmüştür (Maner, 2001; Toker ve Hocaoğlu, 2009, akt. Ergüney, 2012).
Yeme Bozukluğu olan yakınıma nasıl yardımcı olabilirim?
Yeme Bozuklukları üzerine bilgi sahibi olun.
Yakınınızla yemek konusunda farklı bakış açılarına sahip olduğunuzu unutmayın. Yakınınızın yeme konusundaki bakış açısını daha iyi anlamak ve bozuklukları tanımak için araştırma yapabilir, bu konudaki kaynak kitapları okuyabilirsiniz. Onunla konuşurken neler söylemeniz gerektiğini düşünün, onun duygularını dikkate almaya çalışın ve empatik yaklaşın veya zorlanıyorsanız bir uzmandan yardım alın.
Yemek ve kilo hakkında konuşmayın, eleştirmeyin.
Anoreksiya Nervoza tanısı almış ergenlerle yapılan bir araştırmada ergenlerin ebeveynlerinden algıladıkları eleştirel/düşmanca duygunun yüksek olduğu görülmüştür (Nalbant ve ark., 2020). Dolayısıyla bireylerin ne yediği veya yemediği üstüne konuşmak işe yarayan bir çözüm olmayacağı gibi bireylerde kontrol edildikleri, eleştirildikleri düşüncesini uyandırabilir ve yemek üzerine kontrol algılarını daha fazla arttırmalarına sebebiyet verebilir veya yanlış anlamalar ortaya çıkabilir. Örneğin Anoreksiya Nervoza bozukluğu olan bir bireye kilo aldıktan sonra yüzüne renk geldiğini söylemek bireyi anlam dünyasında şişmanlaştığı düşüncesine götürebilir.
Bireyi değişime zorlamayın, destek olun.
Obez bireyler ile yapılan bir araştırma, algılanan sosyal desteğin ve özellikle aile desteğinin tedavi motivasyonunda belirleyici bir faktör olduğunu göstermektedir (Özkoca, 2018). Sevdiğiniz bireyler için endişeleniyor ve yardım etmek istiyor olabilirsiniz. Fakat olumsuz tepkilere hazırlıklı olmalısınız. Yeme bozukluğu olan kişiler için bu sürecin çok zor olduğunu ve halihazırda zaten onların yemek ile aşırı uğraş içerisinde olduklarını unutmayın. Kendi duygularınız ve isteklerinizden ziyade onun duygularına odaklanın ve yargılayıcı dilden uzak durun. Yeme tutumlarının yordayıcılarını inceleyen araştırmalar aileden algılanan reddedici tutumun bozuk yeme tutumunu etkilediğini göstermektedir (Gürel, 2020). Bu sebeple ‘zayıflıktan öleceksin’, ‘bu kadar yemek yenmez’, ‘davul gibi olacaksın’ gibi yargılayıcı ifadeler yerine ‘Seni önemsiyorum ve senin yanındayım, senin için yapabileceğim bir şey var mı?’ gibi destekleyici ifadeler kullanın.
Sürecin zor olduğunun farkına varın.
Yeme bozukluklarının bireyin hayatını farklı alanlarda sekteye uğrattığının ve baş edilmesi güç bir süreç olduğunun farkında olun. Bireylerin yeme bozukluklarına yönelik deneyimlediği belirtilerin hemen geçeceğine dair yorumlarda bulunmak kişi üstünde baskı oluşturabilir ve bireyler kendini suçlu ya da yetersiz hissedebilir. Bunun yerine koşulsuz sevgi, kabul ve güven ortamı sunmak kişiye çok daha fazla yardımcı olacaktır.
Yeme Bozukluklarında Psikoterapinin Önemi
Yeme bozuklukları tedavisinde en etkili bileşen psikoterapidir (NICE, 2017, akt. Okumuş ve Deveci, 2019). Psikoterapi her şeyden önce kişinin koşulsuz olumlu kabul ortamını deneyimlediği bir alandır. Yeme bozukluğu olan kişiler yoğun utanç, suçluluk veya geçmiş olumsuz deneyimlerden ötürü umutsuz hissedebilirler. Bu nedenle terapide kurulacak olan güvenli terapötik ilişki, bireyin duygularını ifade etmesine alan açabilir ve sürecin iş birliği içerisinde ilerlemesine katkı sağlayabilir. Psikoterapi uygulamalarında yeme problemini tanıyıp bu problemin işlevini ve problemi sürdüren mekanizmaları anladıktan sonra yeme problemine alternatif davranışlar ekleyerek ilerleme kaydedilebilmektedir (Fairburn, 2008, akt. Okumuş ve Deveci, 2019). Yapılan çalışmalar yeme bozuklukları tedavisinde ekip (psikiyatri ve diyetisyen desteği, tıbbi bakım ve psikoterapi) olarak çalışmanın olumlu prognoza yol açacağını göstermektedir (Halmi ve diğerleri, 2000, akt. Şentürk, 2021).
Sonuç olarak; yeme bozuklukları ciddi sağlık sorunlarına sebebiyet veren ve yaygınlığı günden güne artmakta olan bir durumdur. Yeme bozukluklarını tanımak, toplumda konuşulabilir hale getirmek ve yapılabilecekleri öğrenmek önemli bir yere sahiptir.
Yeme Bozuklukları hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isterseniz şu kitapları inceleyebilirsiniz:
Yeme Bozuklukları ve Bilişsel Davranışçı Terapi (Değerlendirme ve Tedavi) Dr. Christopher G. Fairburn– Psikonet Yayınları.
Aşırı Yemeyi Yenmek – Kanıtlanmış Kendini Durdurma Rehberi Dr. Christopher G. Fairburn – Psikonet Yayınları.
Kaynakça
American Psychiatric Association (APA) (2013) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders: DSM-5 (5th ed.). Arlington, VA, US, American Psychiatric Association.
Ergüney Okumuş E., Deveci E. (2019) Yeme Bozukluklarında Grup Psikoterapileri. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar 11(3): 338-350. https://doi.org/10.18863/pgy.439773.
Ergüney, F. E. (2012). Yeme Bozukluğu Hastalarında Tedavi Motivasyonu, Beden İmgesi ve Depresyonun Değerlendirilmesi. TC İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı Psikoloji Yüksek Lisans Programı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul. Role of Body Image Dissatisfaction. Journal of Psychosomatic Research, 69(6), 573-581.
Gürel, G. (2020). Lise Öğrencilerinde Yeme Tutumu Üzerinde Beden Algısı, Kontrol Odağı Ve Ebeveyn Tutumu Etkisi. Master's Thesis, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü.
Nalbant, K., Kalaycı, B. M., & Akdemir, D. (2019). Anoreksiya Nervoza Tanısı Alan Ergenlerde Algılanan Duygu Dışavurumu ve Bağlanma Güvenliği. Turkish J Psychiatry.
Özkoca, Ö. (2018). Obez Bireylerde Yeme Tutumu, Algılanan Sosyal Destek ile Psikopatolojilerinin Değerlendirilmesi ve Motivasyonel Süreç Yönünden İlişkisi. İstanbul: Işık Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Şentürk, Z. (2020). Yeme Bozukluğu Hastalarında Tedavi Motivasyonu ve Tedavide Bilişsel Davranışçı Terapi. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Projesi, İstanbul 2020. Erişim adresi: http://95.0.60.23/xmlui/handle/11352/3334. 18 Şubat 2022 tarihinde alındı.
Turan, İ. (2021). Yeme Bozukluklarında Eştanı Psikiyatrik Hastalıklar. Üsküdar Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Comments