top of page

İnsan Hakları Günü




İnsan Hakları Günü, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 1948 yılında kabul edilmesinin ardından her yıl 10 Aralık’ta kutlanmaya başlamıştır. İnsan Hakları kavramı, tüm insanların din, dil, ırk, ulus, etnik köken, cinsiyet fark etmeksizin yararlanabileceği temel hak ve özgürlükleri ifade etmektedir.


İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde (1948), insan haklarının göz ardı edilmesinin toplumlarda barbarca eylemlere yol açtığı, insanın zorbalık ve baskıya karşı son çare olarak baş kaldırmak zorunda kalmaması için insan haklarının hukukun egemenliğiyle korunması gerekliliği, geniş özgürlük içinde toplumsal gelişimin daha iyi bir yaşama düzeyini sağlayacağı, insan hakları ve özgürlüklerinin evrensel olarak saygı görmesi ve gözetilmesinin sağlanmasının önemi üzerinde durulmuştur. Bu çerçevede ele alınan ilk madde olan “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar.” maddesi bildirinin amacını ve önemini kapsamaktadır.


İnsan hakları ihlallerinin önemli psikolojik sonuçları olabilmektedir. Mültecilerle yapılan bir çalışmada, insan hakları ihlalinin süreğen yoksunluk ve sıkıntı ile birleştiğinde travma sonrası stres bozukluğu ve depresyon risklerini artırdığı gözlenmiştir (Fazel, Wheeler ve Danesh, 2005). Yapılan bir diğer çalışmada insan hakları ihlallerine öfke, aşağılanma ve ihanet duygularının eşlik ettiği, kişilerin benlik kavramında, öz yeterliliklerinde ve temel varoluşsal inançlarında derin ve yoğun zararların oluşabileceği ayrıca belirtilmiştir (Barudy, 1989). Özellikle savaş mağdurlarında işkenceye maruz kalan kişilerin güvenli bir yere ulaştıktan sonra dahi duyduğu güvensizlik hissinin kalıcılığından söz edilmektedir (Beltran, Llewellyn ve Silove, 2008). Bütün bunlarla birlikte yaşanan travmatik deneyimler sonucunda bireylerin çaresizlik hisleri kontrol duygusunun yitimine de sebep olmaktadır (Basoglu ve ark., 2005). Belirtilen bütün bu psikolojik sonuçların yanında daha nicelerinin olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla insan haklarına vurgu yapmak ve her bireyin eşit şekilde yaşam hakkı olduğu üzerinde durmak önemli görünmektedir.





“Eşitlik ve özgürlük” için bilmemiz gereken İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer alan önemli haklarımız başlıca şunlardır (İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi 1948):



“Herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı vardır.” (Madde 3)

“Hiç kimseye işkence ya da zalimce, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da ceza uygulanamaz.” (Madde 5)

“Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasa tarafından eşit korunmaya hakkı vardır. Herkes, bu bildirgeye aykırı herhangi bir ayrımcılığa ve ayrımcı kışkırtmalara karşı eşit korunma hakkına sahiptir.” (Madde 7)

“Hiç kimsenin özel yaşamına, ailesine, evine ya da yazışmasına keyfi olarak karışılamaz, onuruna ve adına saldırılamaz. Herkesin, bu gibi müdahale ya da saldırılara karşı yasa tarafından korunma hakkı vardır.” (Madde 12)

“Herkesin, her devletin sınırları içinde seyahat ve oturma özgürlüğüne hakkı vardır. Herkes, kendi ülkesi dahil, herhangi bir ülkeden ayrılma ve o ülkeye dönme hakkına sahiptir.” (Madde 13)

“Herkesin, sürekli baskı altında tutulduğunda, başka ülkelere sığınma ve kabul edilme hakkı vardır.” (Madde 14)

“1. Yetişkin erkeklerle kadınların, ırk, uyrukluk ya da din bakımından herhangi bir sınırlama yapılmaksızın, evlenmeye ve bir aile kurmaya hakkı vardır. 2. Evlenmede, evlilikte ve evliliğin bozulmasında hakları eşittir. 3. Evlilik, ancak evlenmeye niyetlenen eşlerin özgür ve tam oluruyla yapılır. Aile, toplumun doğal ve temel birimidir, toplum ve devlet tarafından korunur.” (Madde 16)

“Herkesin tek başına veya başkalarıyla ortaklaşa mülkiyet hakkı vardır. Hiç kimse keyfi olarak mülkiyetinden yoksun bırakılamaz.” (Madde 17)

“Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, din veya topluca, açık olarak ya da özel biçimde öğrenim, uygulama, ibadet ve dinsel törenlerle açığa vurma özgürlüğünü içerir.” (Madde 18)

“Herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar.” (Madde 19)

“1. Herkesin çalışma, işini serbestçe seçme, adaletli ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır. 2. Herkesin, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, eşit iş için eşit ücrete hakkı vardır. 3. Herkesin kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır ve gerekirse her türlü sosyal koruma önlemleriyle desteklenmiş bir yaşam sağlayacak adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır. 4. Herkesin çıkarını korumak için sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkı vardır.” (Madde 23)

“Herkesin dinlenmeye, eğlenmeye, özellikle çalışma süresinin makul ölçüde sınırlandırılmasına ve belirli dönemlerde ücretli izne çıkmaya hakkı vardır.” (Madde 24)

“1. Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır. Herkes, işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir. 2. Anaların ve çocukların özel bakım ve yardım görme hakları vardır. Bütün çocuklar, evlilik içi veya evlilik dışı doğmuş olsunlar, aynı sosyal güvenceden yararlanırlar.” (Madde 25)

“1. Herkes eğitim hakkına sahiptir. Eğitim, en azından ilk ve temel eğitim aşamasında parasızdır. İlköğretim zorunludur. Teknik ve mesleksel eğitim herkese açıktır. Yüksek öğretim, yeteneklerine göre herkese tam bir eşitlikle açık olmalıdır. 2. Eğitim insan kişiliğini tam geliştirmeye ve insan haklarıyla temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır. Eğitim, bütün uluslar, ırklar ve dinsel topluluklar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışı koruma yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir. 3. Çocuklara verilecek eğitimin türünü seçmek, öncelikle ana ve babanın hakkıdır.” (Madde 26)

“1. Herkes toplumun kültürel yaşamına serbestçe katılma, güzel sanatlardan yararlanma, bilimsel gelişmeye katılma ve bundan yararlanma hakkına sahiptir. 2. Herkesin yaratıcısı olduğu bilim, edebiyat ve sanat ürünlerinden doğan maddi ve manevi çıkarlarının korunmasına hakkı vardır.” (Madde 27)

“1. Herkesin, kişiliğinin serbestçe ve tam gelişmesine olanak veren topluma karşı ödevleri vardır. 2. Herkes haklarını kullanırken ve özgürlüklerinden yararlanırken, başkalarının hak ve özgürlüklerinin tanınması ve bunlara saygı gösterilmesinin sağlanması ve demokratik bir toplumda genel ahlak ve kamu düzeniyle genel refahın gereklerinin karşılanması amacıyla yalnız yasayla belirlenmiş sınırlamalara bağlı olur.” (Madde 29)


Kaynakça


Barudy, J. (1989). A programme of mental health for political refugees: Dealing with the invisible pain of political exile. Social Science and Medicine, 28(7), 715–727. doi:10.1016/0277-9536(89)90219-0


Basoglu, M., Livanou, M., Crnobaric, C., Franciskovic, T., Suljic, E., Duric, D., ... Vranesic, M. (2005). Psychiatric and cognitive effects of war in former Yugoslavia: Association of lack of redress for trauma and posttraumatic stress reactions. Journal of the American Medical Association, 294(5), 580–590. doi:10.1001/jama.294.5.580


Beltran, R. O., Llewellyn, G. M., & Silove, D. (2008). Clinicians’ understanding of International Statistical Classification of Diseases and Related Health Problems, 10th revision diagnostic criteria: F62.0 enduring personality change after catastrophic experience. Comprehensive Psychiatry, 49(6), 593–602. doi:10.1016/ j.comppsych.2008.04.006


Fazel, M., Wheeler, J., & Danesh, J. (2005). Prevalence of serious mental disorder in 7000 refugees resettled in western countries: A systematic review. The Lancet, 365, 1309–1314. doi:10.1016/S0140-6736(05)61027-6


İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi. (1949, Mayıs 27). TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu. https://dspace.ceid.org.tr/xmlui/handle/1/612 adresinden erişildi. Erişim tarihi: 8 Aralık 2021



Comments


bottom of page