Çocuklarda ebeveynleşme
Ebeveynleşme, aile içindeki alt sistemlerin sınırlarının bozulması ve genellikle ebeveyn sistemindeki anne ve babanın üstlenmesi gereken rollerin çocuk tarafından gelişim seviyesinden uyumsuz bir şekilde üstlenilmesi anlamına gelmektedir (1). Sağlıklı bir ebeveyn-çocuk ilişkisinde ebeveyn çocuğa hem araçsal olarak (yemek, barınma, eğitimini sağlama vb.) hem de duygusal olarak (koşulsuz sevgi, şefkat, rehberlik, yapı, kurallar vb.) destek sunar (2). Fakat bir ebeveyn bu destekleri sun(a)madığında aile içindeki dengeyi (homeostatis) sağlamak için, çocuk bu rolleri üstlenir ve ebeveynin yerine geçer (3).
Çocuklar nasıl ebeveynleşir?
İlk kez aile sistemleri teorisyeni Salvador Minuchin tarafından ortaya atılan ebeveynleşme kavramının iki tipi vardır: Araçsal ve Duygusal (2). Araçsal ebeveynleşme, ebeveynlerin yerine getirmesi gereken eve alışveriş yapma, faturaları veya kirayı ödeme, ev işlerini yapma gibi finansal sorumlulukları çocuğun üstlenmesidir. Diğer yandan, duygusal ebeveynleşme, çocuğun kardeşine bakım veren rolünü üstlenmesi, ailedeki sorunlarda ara bulucu olması, sır saklaması, kriz durumlarını çözmesi ve ebeveynler için güven kaynağı olması şeklinde gerçekleşebilir. Ebeveynlerin isteklerini karşılamaya çalışırken kendi ihtiyaçlarını göz ardı etmesi ve ebeveynin beklentileriyle çocuğun gelişimsel kapasitesi ve yaşı arasındaki tutarsızlıklardan dolayı, duygusal ebeveynleşmenin daha zararlı etkiye sahip olan tip olduğu düşünülmektedir (4). Öte yandan, çocuğa, bakım veren sorumluluklarının yüklenmesinin kuşaklararası devam eden bir örüntü olduğu da görülebilmektedir (5). Anne-babaların erken çocukluk döneminde karşılanmayan ihtiyaçlarını çocukların üzerinden karşılamaları nedeniyle ebeveynleşme davranış örüntülerinin kuşaklararası geçtiği düşünülmektedir (3, 6). Bu tür ailelerde, ebeveynleşen çocuklar ailedeki diğer kişilerin ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarından daha önemli ve öncelikli görürler ve ebeveynlerini kaybetmemek için “iyi” çocuk rolünü üstlenirler (7). Bu durum, ebeveynleşen çocuklarda kronik bir endişe ve sıkıntıya neden olabilmektedir. Aynı zamanda, bakım veren rolünü üstlenen çocuklarda, gelişim düzeyleriyle uyumlu olarak okula gitme, arkadaşlarıyla oyun oynama, yeterli uykuyu alma gibi aktivitelerin yerine getirilememesi gibi problemlerin görüldüğü de saptanmıştır.
Ebeveynleşmenin çocuk üzerindeki etkileri
Peki, ebeveynleşmenin çocuk üzerindeki etkileri nelerdir? Bakım veren rolünü üstelenen çocuklarda kısa dönemde saldırgan davranışlar, madde kullanımı, akademik sorunlar ve sosyal zorluklar görülebilirken, uzun dönemde depresyon, kaygı ve yeme bozuklukları gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir (8). Diğer yandan, beceri kapasitelerinin üzerinde sorumluluk alan, fakat bu sorumlulukları yerine getirmede başarılı olamayan çocuklarda, içine kapanma, utanç duyma, düşük benlik saygısı ve başarısızlıkların içselleştirmesi gibi olumsuz psikolojik sonuçların kendini gösterebileceği de bilinmektedir (7). Davranışsal olarak ise, bu çocukların, yetişkin olduklarında yardım istemekte zorlandıkları, kendi başına iş bitiremeyen kişilere karşı daha az sabırlı oldukları, başarısızlıkları daha çok kendilerine atfettikleri ve duygusal ihtiyaçlarını ifade etmekte ve onları tanımakta zorlandıkları görülmektedir (9).
Büyürken birincil bakım vereninden şefkat alamayan çocuk, ebeveynle ilişki kurmanın sadece bakım vermekten geçtiğini düşünerek ileriki yaşlarda kurduğu ikili ilişkilerde aynı örüntüyü sürdürebilir ve başkalarının ihtiyaçlarına öncelik tanıyarak karşılayacakları ilişki dinamiklerine dahil olabilirler (2). Böyle çocukların daha çok psikolog, bebek bakıcılığı, doktor gibi karşıdaki kişinin ihtiyaçlarını tanıyıp ona bakım verme üzerine mesleklere eğilimleri olduğu da görülmüştür. Erken çocukluk döneminde aldıkları yaraları, sorumlulukları, karşılanmamış ihtiyaçları ve hayal kırıklıklarını yetişkinlikte yeniden işleme isteğinden dolayı yetişkinlikte veya ilişkilerde başkalarına bakım verme eğiliminde olan bu bireylere “yara almış iyileştirici” de (wounded healer) denmektedir (7).
Ebeveynleşmenin çocuk üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra, bazı olası olumlu yanlardan da bahsedilmiştir. Erken yaşta evdeki finansal ve/veya duygusal sorumlulukları almaya başlayan çocukların gelişmiş problem çözme becerisi, öz yeterlilik ve daha iyi başa çıkma becerilerine sahip olabildikleri görülmüştür (10). Ebeveynleşen çocukların, yaşadıkları süreci “adil” olarak gördüklerinde ve gösterdikleri katkıların ebeveynleri tarafından görüldüğünü ve takdir edildiğini düşündüklerinde, daha az olumsuz sonucun ortaya çıktığı, hatta sosyal ilişkilerde ortaya çıkabilecek problemlerde psikolojik sağlamlıkların yüksek olabildiği görülmüştür (11). Yine de erken dönemde ebeveynlerin sorumluluklarını alan çocukların ileriki yaşlarda olumsuz sonuçlarla karşılaşmasının daha olası olduğu ve olumlu sonuçlara iyi bir kardeş ilişkisine sahip olmak veya iyi bir mizaca sahip olmak gibi etkenlerin aracı olduğu da bilinmektedir (12).
Ruh sağlığı çalışanlarının, erken dönemde bakım veren rolü üstlenmiş olan yetişkinlerle çalışırken şu 10 faktörü göz önünde bulundurması önerilmiştir (5):
Tüm ebeveynleşmiş çocuklar aynı deneyimleri yaşamamaktadır.
Ebeveynleşme sürecinin ne kadar süredir devam ettiği önemlidir.
Danışanın hangi yaşlar aralığında bakım veren rolünü üstlendiği bilinmelidir.
Ebeveynleşmenin türünün ne olduğu ve sürecin nasıl deneyimlendiği anlaşılmalıdır.
Danışanın bağlı bulunduğu aile ve kültürün ebeveynleşme durumunu nasıl algıladığını ve karşıladığı öğrenilmelidir.
Ebeveynleşmenin düzeyini, türünü, algılanan adaleti ölçmek için bir ölçeğin kullanılması gerekebilmektedir.
Danışanın kendi yaşadığı süreci ne kadar “adil” gördüğü konuşulmalıdır.
Ebeveynleşmenin danışana kattığı tüm olumlu olumsuz yanlar incelenmelidir.
Aile, tekrardan aile içindeki yapıyı sağlama ve sınırların çizilmesi amacıyla sürece dahil edilebilmektedir.
Gerekirse travma-odaklı çalışan bir ruh sağlığı uzmanına yönlendirilme yapılması gerekebilmektedir.
Kaynakça
Boszormenyi-Nagy, I., & Spark, G. M. (1973). Invisible loyalties: Reciprocity in intergenerational family therapy. HarperCollins Publishers.
Haxhe, S. (2016). Parentification and related processes: Distinction and implications for clinical practice. Journal of Family Psychotherapy, 27(3), 185-199. https://doi.org/10.1080/08975353.2016.1199768
Garber, B. D. (2011). Parental alienation and the dynamics of the enmeshed parent-child dyad: Adultification, parentification, and infantilization. Family Court Review, 49(2), 322-335. https://doi.org/10.1111/j.1744-1617.2011.01374.x
Akün, E. (2017). Çocukluktaki ebeveynleşme yaşantılarının özellikleri ve birey üzerindeki etkileri. Nesne-Psikoloji Dergisi, 5(10), 219-246.
Hooper, L. M. (2008). Defining and Understanding Parentification: Implications for All Counselors. Alabama Counseling Association Journal, 34(1), 34-43.
Nuttall, A. K., Zhang, Q., Valentino, K., & Borkowski, J. G. (2019). Intergenerational risk of Parentification and Infantilization to externalizing moderated by child temperament. Journal of Marriage and Family, 81(3), 648-661. https://doi.org/10.1111/jomf.12562
DiCaccavo, A. (2006). Working with parentification: Implications for clients and counselling psychologists. Psychology and Psychotherapy: Theory, Research and Practice, 79(3), 469-478.
Hooper, L. M. (2011). Parentification. Encyclopedia of Adolescence, 2023-2031. https://doi.org/10.1007/978-1-4419-1695-2_169
Engelhardt, J. A. (2012). The developmental implications of parentification: effects on childhood attachment. Graduate Student Journal of Psychology, 14, 45-52.
Langer, R. (2019). Psychotherapist retirement: What is lost and what is gained. Psychodynamic Practice, 25(4), 342-355. https://doi.org/10.1080/14753634.2019.1670094
Jurkovic, G. J., Thirkield, A., & Morrell, R. (2001). Parentification of adult children of divorce: A multidimensional analysis. Journal of Youth and Adolescence, 30(2), 245-257. https://doi.org/10.1023/a:1010349925974
Borchet, J., Lewandowska-Walter, A., Połomski, P., Peplińska, A., & Hooper, L. M. (2020). We are in this together: Retrospective Parentification, sibling relationships, and self-esteem. Journal of Child and Family Studies, 29(10), 2982-2991. https://doi.org/10.1007/s10826-020-01723-3
コメント