top of page

Onlar Unutabilir Siz Hatırlayın: Alzheimer




Alzheimer hastalığı, bilişsel işlevlerde düşüş, öz bakım yetersizlikleri ve çeşitli davranışsal bozukluklar ile karakterize olan bir çeşit nörodejeneratif* hastalıktır (1). Alzheimer hastalığının klinik belirtilerine bakıldığında, erken dönem belirtilerin başında bellek bozukluğu gelmektedir. Bununla birlikte, ilerleyen dönemlerde, hastalarda dikkat ve yürütücü işlevlerin yanı sıra, düşünce, davranış ve görsel-uzamsal alanlarda işlev bozuklukları görülmektedir. Bu işlev bozukluklarına telefon kullanmak, yemek yapmak ve araba kullanmak gibi günlük rutin işlerdeki bozulmalar örnek olarak gösterilebilir (2). Çoğu Alzheimer hastasında depresyon, anksiyete, apati, yalnız kalma fobisi, amaçsız dolaşmalar, ajitasyon, saldırganlık, varsanılar, sanrılar ve uyku düzensizlikleri gibi belirgin davranışsal değişikliklerin ve psikolojik belirtilerin de eşlik ettiği görülmüştür (1).

Alzheimer hastalığının risk faktörlerine bakıldığında, yaşlanmanın oldukça önemli bir etken olduğu görülmektedir. Klinik çalışmalar, 65 yaşında %10 olan hastalanma riskinin 85 yaş üzerindeki bireylerde %45’e yükseldiğini göstermektedir (3). Risk oluşturabilecek diğer faktörler başlıca genetik yatkınlık, düşük eğitim seviyesi, kadın olmak, kafa travması geçirmiş olmak ve kardiyovasküler hastalıklara sahip olmak olarak belirtilmiştir (3). Bunlara ek olarak bazı çalışmalar, Down sendromu, ileri anne yaşı, alkol kullanımı ve depresyonun da hastalığa yakalanma riskini artırdığını göstermektedir (1).

Alzheimer hastalığına yakalanma riskini artıran faktörlerin yanında, bu riski azaltabilecek bazı durumlardan da bahsedilebilir. Araştırmalar, vejetaryen beslenme, meyve ve sebze yeme, fiziksel olarak aktif olma ve sigara içmeme gibi sağlıklı yaşam tarzını benimsemenin ölüm oranlarını azalttığını göstermektedir (4). Ayrıca, kanıtlar sağlıklı yaşam tarzına sahip kişilerde engelliliğin ertelendiğini ve hastalıkların yaşlılığın uzun bir zaman dilimini kapsamaktansa yaşamın kısa son birkaç yılıyla sınırlı kaldığını vurgulamaktadır (5). Bu da dolaylı ya da doğrudan Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azaltmaktadır. Sağlıklı bir diyetin yanı sıra fiziksel aktivitede artışın, beyin kan akışını artırarak, nöronal büyümeyi uyarıp, bağışıklık sistemini etkileyerek Alzheimer hastalığına yakalanma riskini doğrudan azalttığı görülmüştür (6). Bununla birlikte stresi azaltmanın ve bilişsel aktiviteyi artırmanın da Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azaltmakta önemli koruyucu faktörler arasında olduğu bulunmuştur (6). Son yıllarda dini inançlar ve dini ve manevi uygulamaların Alzheimer hastalığı üzerindeki etkisi de sıklıkla araştırılmaktadır. Bu konuyla ilgili yapılan bir araştırma, dini ve manevi uygulamaların bilişsel gerilemeyi önleme ve bazı durumlarda tersine çevirmeye yardımcı olma konusunda önemli bileşenler olduğunu vurgulamıştır (7).

Alzheimer hastalığında koruyucu faktörlerin en temel yapı taşlarından biri psikolojik iyi oluş olarak görülmektedir. Bu da fiziksel ve zihinsel aktiviteleri artırmanın, stresi azaltmanın ve sağlıklı bir yaşam benimsemenin yanı sıra insanlarla iletişimi de kapsamaktadır. Sağlıklı bir iletişim kurabilmek başlı başına koruyucu bir faktör olarak sayılabilmektedir (7). Dolayısıyla, Alzheimer hastalığına yakalanan bireylerle iletişim ve hasta bakımı hastalığın ilerleyişi açısından önemli bir etken olarak görülebilir.


Alzheimerı Olan Hastaların Yakınlarına Öneriler


Türkiye Alzheimer Derneği tarafından yayınlanan Alzheimer hasta yakınlarına bakım önerileri başlıca şu şekilde sıralanmaktadır (8):


1. Tekrarlanan sorular sinir bozucu olabilir fakat hastalığın bir parçası olduğunu unutmayın. İletişim kurmak gittikçe güçleşirken, bir dokunuş, gülümseme veya sarılma sevginizi göstermenize yetecektir.


2. Hastanın söylemek istediğini anlıyorsanız, kullanılan yanlış kelimeleri düzeltmeye çalışmayın. Bu hastanın stresini artırmakla birlikte, hastanın kendini mahcup, huzursuz ve sıkıntılı hissetmesine yol açabilir.


3. Hastanın konuşma yetersizliğinin ilerlemesi, hastada gerginliğe, karmaşaya ve öfkeye neden olabilmektedir. İstekleri karşılanmayan veya yanlış anlaşılan hastalar giderek kendilerini yalnız hissetmeye başlayabilirler. Bu noktada iletişimi geliştirmek için bazı yollar deneyebilirsiniz. Fakat bunları yaparken aşırı çaba göstermemeye ve doğal olmaya özen göstermelisiniz.


4. Olumlu bir iletişim kurmak için, Alzheimer hastası kişiyle yüz yüze oturun ve onu konuşması için cesaretlendirin.


5. Konuşma biçiminizi ve ses tonunuzu doğallıktan uzaklaşmadan ayarlayın.


6. İletişimi etkileyen fiziksel sorunlar olmadığından emin olun (görme ve işitmenin bozulması, iyi oturmayan diş protezleri vb.).


7. Demansı olan kişilerin beden dilini yorumlamaya çalışın.


8. İletişim esnasında hastanın söz almasını kolaylaştırmak için göz teması kurmak ve gerekli durumlarda elini tutmak yardımcı olabilmektedir.


9. Demansı olan kişilerin hala okuyabildiğini ve mesajların ne anlama geldiğini anlayıp anlamadığını düzenli olarak kontrol edin.


10. Gerekli yerlere hatırlatıcı (“ışığı kapatmayı unutma”, “kapıyı kilitle” vb.) gibi yapışkanlı kağıtlarla notlar bırakın.


11. Basit sembolleri kelimelerle eşleştirin (“tuvalet” not kağıdınızın üstüne hatırlatıcı küçük bir tuvalet resmi çizmek gibi).


12. Alzheimer hastalığında oryantasyon (yer, zaman, kimlik tanımlama) bozulmaktadır. Bu durumda hastalar sıklıkla kaygılı ve huzursuz hissetmektedir.

- Bu durumda hastaya sadece zamanı ve nerede olduğunu söylemek ve bu konuda ısrarcı olmak yeterli olmayabileceği gibi stresi artırabilir. Hastanın ailesiyle olduğunu hatırlatmak, güvende olduğunu belirtmek, belki her zaman oturduğu koltuk gibi hatırlatıcı nesneler göstermek daha iyi olabilir.

- Hastaya zaman konusunda “bir saat içerisinde,” “saat 10’da” gibi söylemler yerine, “kahveni bitirdiğinde,” “çamaşır makinesi durduğunda” gibi daha günlük işlerden örnekleri hatırlatacak zaman bilgileri verin.

- Düzenli ve alışılagelmiş aktiviteler yaratmak hastanın endişesini azaltacaktır. Kahvaltı sırasında Alzheimer hastası kişiyle birlikte günlük işlerin listesi yapılıp gün içerisinde bunlar tekrarlanabilir.

- Çevreyi hastalığı olan kişinin gereksinimlerine göre düzenleyin ve gereksiz değişikliklerden kaçının. Bu oryantasyonun daha hızlı bozulmasına sebebiyet verebilmektedir.


13. Bellek kaybı ilerlediği zaman:

- Her zaman iletişime kendinizi tanıtarak başlayın ve anlaması için ona zaman bırakın.

- Olumlu beden dili kullanın.

- Fotoğraflar, eşya ve mekanların üzerine etiketler yapıştırın.

- Kafa karışıklığına yol açacak eşyaları kaldırın.

- Kaybolma ihtimaline karşılık gerekli önlemleri alın (kolye, bileklik, kıyafet etiketi, rozet gibi). Elinizde son zamanlarda çekilmiş fotoğrafını mutlaka bulundurun.

- Hastanın zaman zaman farklı yerlerde misafir olarak kalması gerekirse yanına hatırlatıcı nesneler (yatak örtüsü, yastık, resimler) verin.


14. Her koşulda olabildiğince sakin olun.


15. Suçlamayın, suçlanmayın ve kendinize bunun hastayla değil, hastalıkla ilgili olduğunu sık sık hatırlatın.


16. Her koşulda onu anladığınızı hissettirin.


17. Aktif veya pasif olarak cezalandırmayın.


18. Basit cümlelerle konuşun, tek bir seferde tek bir şey söyleyin.


19. Hasta zaman zaman hatırlamadığında öfkelenebilir, huzursuz veya kaygılı hissedebilir. Böyle zamanlarda, ses tonunuzu sakin tutun, yumuşakça dokunup ona sevdiği şeyleri okumayı deneyebilirsiniz ya da iletişime mola verebilirsiniz.


20. Hastayı ikna etmeye, inandırmaya çalışmayın, hastayla tartışmayın.



Ek Notlar:

*Nörodejenerasyon, nöronların ölümü de dahil olmak üzere nöronların ilerleyen yapı veya fonksiyon kaybıdır.





Kaynakça

1. Özkay, Ü. D., Öztürk, Y., & Can, Ö. (2011). Yaşlanan Dünyanın Hastalığı: Alzheimer Hastalığı. SDÜ Tıp Fakültesi Dergisi, 18(1), 35-42.

2. Samanta, M. K., Wilson, B., Santhi, K., Kumar, K. S., & Suresh, B. (2006). Alzheimer disease and its management: a review. American journal of therapeutics, 13(6), 516-526.

3. Yazıcı, T. G., & Şahin, H. A. (2010). Alzheimer Hastalığı. Klinik Gelişim, 23(1), 48-52.

4. Fraser, G. E., & Shavlik, D. J. (2001). Ten years of life: is it a matter of choice?. Archives of internal medicine, 161(13), 1645-1652.

5. Vita, A. J., Terry, R. B., Hubert, H. B., & Fries, J. F. (1998). Aging, health risks, and cumulative disability. New England Journal of Medicine, 338(15), 1035-1041.

6. Pope, S. K., Shue, V. M., & Beck, C. (2003). Will a healthy lifestyle help prevent Alzheimer's disease?. Annual review of public health, 24(1), 111-132.

7. Khalsa, D. S., & Newberg, A. (2021). Spiritual Fitness: A New Dimension in Alzheimer’s Disease Prevention. Journal of Alzheimer's Disease, 80 (2021) 505–519

8. Hasta Bakımı Konusunda Hasta Yakınlarına Öneriler. Türkiye Alzheimer Derneği. https://www.alzheimerdernegi.org.tr/bakim-onerileri/#1597180428058-5b019092-5b2e adresinden erişildi. Erişim tarihi: 28 Aralık 2021



Yorumlar


bottom of page